Lilypie First Birthday tickers

Lilypie First Birthday tickers

24 Aralık 2012 Pazartesi

DİŞ BUĞDAYI

SONUNDA ÜÇ TANE DİŞİMİZ ÇIKTI BİZ DE 18.12.2012 TARİHİNDE DİŞ BUĞDAYI PARTİSİ YAPTIK. HER ŞEY TAM HAYAL ETTİĞİM GİBİ OLDU DİYEBİLİRİM... ÖĞRETMEN ARKADAŞLARIMI DAVET ETTİM. EŞİMİN ARKADAŞLARINI ÇAĞIRAMADIM. HATTA HAZIRLIK AŞAMASINI BEĞENEN EŞİM ERTESİ GÜNDE BENİM ARKADAŞLARIMIN HANIMLARINA DA YAPALIM DEDİ. İÇİMDEN YOK ARTIK DEDİM :)))

ASLINDA PARTİ ETİKETLERİNİ KENDİM HAZIRLAMIŞTIM AMA HASTALANINCA KURABİYE SİPARİŞİ VERDİĞİM AYŞE HANIMA HEM HEDİYELİKLERİ HEM DE ETİKETLERİ YAPMASINI RİCA ETTİM. İYİ Kİ ÖYLE YAPMIŞIM. ÇALIŞAN BİR ANNE HEM DE ÇOK YOĞUN ÇALIŞAN KESİNLİKLE KENDİ UĞRAŞMAMALI BİRAZ PARANA KIYIP HAZIR ALACAKSIN.

ÖMER RIZA ÇOK EĞLENDİ KUCAKTAN KUCAĞA GEZDİ. HATTA PASTA KESMEK İÇİN İLK DEFA KUZUMU UYKUSUNDAN UYANDIRDIM. HİÇ UNUTAMAYACAĞIM BİR AN YAŞADIM. UYANDIRMAK İÇİN YANINA GİTTİM VE SEVEREK ADINI SÖYLEDİM UYANSIN DİYE UYANIR UYANMAZ GÖZLERİMİN İÇİNE BAKARAK GÜLÜMSEDİ BENİM KUZUM...










 

BOL RESİMLİ BİR POST OLDU. BU SEFERLİK BÖYLE OLSUN:) BU ARADA TAVANA ASILI (HALA ASILI) BALONLARIMIZ VARDI BABAMIZ SAĞ OLSUN PARTİMİZ İÇİN ÇOK UĞRAŞTI:)

8 Ağustos 2012 Çarşamba

Bebek Alışverişi-1

Yavrumu sabırsızlıkla beklerken çok araştırdım ne almam gerektiğini. Gerçi adetlerimiz sağ olsun ananesi ile dedesi aldı oğlumun cicişlerini;) Ben yine de şöyle bir liste yapayım dedim.

1) Bebek odası: Oğlumun ayrı odası olduğu için oda takımı aldık. Büyüyen beşik almak en mantıklısı uzun süre kullanım için. Kuzumun beşiğinin sandığı da var arta kalan ne varsa tıkılmış bir vaziyette:)
2) Sepet: İlk dört ay kullanmak için mothercare musa sepetlerini tavsiye ederim. Ben yaza kadar kuzumu odasında yatıramayacağım için bunu tercih ettim.
3)Biberon: Bu konuda maalesef çok yanıldığımı düşünüyorum. Fiyatına bakarak aventin en iyisi olduğunu sanıyordum fakat yanıldım. Kesinlikle NUK diyorum. Fazla hava yutmaması için özel üretilenleri var onlar tercih edilmeli zira ne olur ne olmaz bebeğiniz benim kuzum gibi çoookkkk gazı olan kolik bir bebek olabilir. Kolik bebekler için DR.BROWNS kesinlikle çok iyi. Tabi ki mucize değil ama fazla hava yutmasını engelliyor.
4)Emzik: Bebekler her emziği tutamıyor hele alıştıktan sonra kesinlikle kabul etmiyorlar. Kuzuma avent almıştım sonra nuk ortodontik emzik denedim istemedi. Emmeyi bile beceremedi onunla malesef:( Emziği ilk verdiğimde vicdan azabı çekmiştim sanki oğluma kötü bir şey yapıyormuşum gibi gelmişti ama kolik dönemlerinde resmen kurtarıcım oldu benim. Şimdi iyi ki alıştırmışım diyorum.
5)Bebek Bezi: Kesinlikle prima diyorum kim ne derse desin süper bir bez. Bir gün markette promosyon bez dağıtıyorlardı bana da verdiler. O kadar kötü kokuyordu ki kullanamadan çöpe gitti.
6)Islak Mendil: Çok araştırdım her yeni anne gibi hangisi iyi acaba diye kafa yordum. Kadın doğum doktorumuz aynı olan arkadaşım Seda, uni baby yeni doğanı önerdi. Doktorumuza sormuş:) İçeriği en doğal ıslak mendil...
7)Şampuan, vücut losyonu vs.: Sorduğum her doktor sebamed dedi bende hiç sorgulamadan almış. Bu arada bir kaç doktor dememden ne kadar çok doktora gittiğim anlaşılıyor:)
8)Bebek Arabası: Chicco Trio Living Travel Sistem.
Beğendiğim özellikleri: Çok fonksiyonel olması.
Beğenmediğim özellikleri: Ağır, bebek arabası biraz zor kapanıyor ve bagajda yer kaplıyor.

9)Sling: Kangurular hep çok hoşuma gitmiştir. Hatta sevdiğim bir arkadaşım hediye almıştı. Kuzumu içine koyduğum gibi çıkarmam bir oldu. Sırtı o kadar dik duruyordu ki anne karnında yamulan kuzum bile sevmedi, ağladı. Bende sling araştırmasına girdim. Bir çok çeşidi var bunu ayrıca yazmak istiyorum. Ben wrap aldım takması zor ama kullanışlı. İlk aylar mutfağa su içmek için gidemeyen ben kuzumu bağladım kendime baktım keyfime:) Tabi o kadar toz pembe değil ama gazı olan koliği olan bebekler için müthiş:)))

DEVAMI GELECEKTİR:)

1 Ağustos 2012 Çarşamba

Tatil Notları-1

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki 6 aylık bir bebekle tatil hiçte kolay değilmiş:( Alerji maceramızdan dolayı ek gıdaları kesmem benim için çok büyük avantaj oldu diyebilirim. Malesef ne bulsak bebeğin ağzına tıkıştıran bir milletiz. Bebek meyve yer ama bal yemez, bebek muhallebi yer ama sütsüz, çorba içer ama tuzsuz. Bunu anlatmaya çalıştığım çoğu anne aman ne olacak biz sizi öyle mi büyüttük diyor ama ben yine de bize yaramayan hiç bir şeyi kuzuma vermek istemiyorum. Geçen hafta İstanbul'da gidemediğimiz gastroenteroloji uzmanına Antalya'da gittik. Şikayetlerimizin bitmediğini anlattığımızdan dolayı kemirmesi için ekmek verip vermediğimi sordu ben de bize bile yaramayan bir şeyi oğluma neden vereyim ki dedim. Gerçekten öyle ekmeğin bize ne yararı var ki benim kuzuma olacak. Bu ek gıda meselesi beni çok üzüyor şuan hiç bir şey veremiyorum sadece sebze çorbası ve meyve. Tahıl alerjisinden şüphelendi burada gittiğimiz ama beğenmediğimiz doktor daha doğrusu prof. İnş. yoktur diye dua ediyorum çünkü bu inek sütü alerjisi gibi geçici değil... Neyse alerji maceramızı ayrıca masaya yatıracağım demiştim ama yazamadım bir sonraki posta inş.

Kuzum dayısıyla playstation oynadı. O kadar dikkatini çekti ki anlatamam:) Dayısı işine geldiği zaman oyaladı benim oğlumu ahh şu gençlik:)


Kuzumun elindeki organik erikkk:))) Eşimin memleketinde ki erik ağacından koparılmış belki de kuzumun yediği en zararsız yiyecek. Yüzündeki sivrisineklerin ısırıkları:)


Karpuz kabuğunu çok sevdi. Elinden almaya kalktım çok ağladı. Ömrümüz ağlamakla geçiyor zaten;)


Benim memleketim Manyas'a gittik. Ondan önce Gönen'de kaldık otelde iki gün. Tatilimin en güzel zamanlarıydı diyebilirim. Gönen'de gittiğimiz otelin verdiği bebek yatak tam bir fiyaskoydu. Yatıramadım iki tekli koltuğu birleştirip öyle yatırdık. İlk koltuktan düşmemizi gerçekleştirmiş olduk. Oğlum hala daha anlayamadığım bir şekilde düştü. Bir sürü yastığı aşıp nasıl düştü bilmiyorum... Çok şükür bunu da atlattık.


Manyas'a çok sevdiğim, en güzel yıllarımı onunla geçirdiğim Handan Ablam geldi ailesiyle beraber. Çok çok çok güzel vakit geçirdik. Kızı Mehtap'ta kuzumu çok sevdi. Yakın arkadaşların çocuklarının birbiriyle anlaşmaları önemli diye düşünüyorum zira olası kavgaların yaşanmaması için. Galiba dinlendiğim yer Handan Ablamın yanı oldu. Eşimin bile dikkatini çekti çok mutlu gözüküyorsun deyip durdu. Gerçekten çok mutluydum... Dertleştim, anlattım, anladığını bildiğim için çok fazla anlatmama bile gerek kalmadan beni anladı, tecrübelerini paylaştı, dinledim ve huzur buldum sadece. Sıra Türkanımda inş. en kısa zamanda gelir zira çok uzaklara gidecek bir daha dünya gözüyle ne zaman görürüm bilemiyorum. Tıpkı büdüm Şulem gibi... Canım Vüsalem de gelecekti bizde kalacaktı ama olmadı sağlık olsun. Buna da şükür demek lazım. Sadece şunu fark ettim. Handan Ablamla konuşurken birden durdum dedim ki sanki hiç ayrılmamışız sanki aradan dört yıl değilde dört ay geçmiş gibi... Evet dedi buna galiba dostluk denir...


Yediği ne diye sorarsanız hurma. Bayıldı resmen bir daha bir daha istedi. Yabancı bir tat değil onun için doğar doğmaz hurma ve su verdim. Evet Efendimizin tavsiyesi bende doğum çantamın içine yerleştirdim.


Mız mız mız mız mızzzzzzzz...... Aslında daha önce başını vurmuştu tepki vermemeye çalışıyorum hele bu kez vurmasında hiç tepki vermedim ama bence naz yaptı çok ağladı çünkü :)

28 Haziran 2012 Perşembe

Dişim Çıkacakmışşşş:)))

Aslında bu başlığı çok önce atmam gerekirdi fakat kuzumun hastane telaşı, kardeşimin nişan telaşı derken yazamadım. Hastane demişken kuzum da alerji çıktı bunu ayrıntılı olarak ayrıca yazacağım inş. Sürekli olarak akşam yedi civarında huzursuzluk yapıyordu. Ağlamalar, yemek istememeler... Ben de eski gazlı dönemlerimize döndüğümüzü düşünmüştüm. Bir gün yine böyle ağlayınca büyük anane dayanamadı doktora götür dedi. Evde kimse yoktu babamız Antalya'da, anane ve dedemiz İtalya'da olunca tek başıma götürmek zorunda kaldım. İtiraf edeyim kendimi kötü hissettim... Neyse taksiyle gittik çok şükür ki sıra yoktu hemen baktı şu meşhur jellerden verdi ve çıktık. Ateşi olursa dedi beni telaşlandırdı sağ olsun. Şimdiye kadar çıkmadı ateşimiz inş çıkmaz da. Bir hafta on güne kalmaz patlarmış dişlerimiz, patlasa da bende diş buğdayı yapsam hazır arkadaşlarım buralardayken... Bir şeyler düşündüm ama bakalım umarım hayalimdeki gibi bir diş buğdayı partisi yapabilirim. Hafta sonu bir haftalığına eşimin memleketine gideceğiz oradan dönüşte düşünüyorum inş.

Kuzum hızla büyüyor, yapabildiklerini hayretle izliyorum. Kısa sürede kucağa alışıyor. Bense kendi kendine oynamasını istiyorum. Malum havalar sıcak bırakıyorum yere resmen yuvarlanıyor. Sırt üstü bırakıyorum hemen yüz üste dönüyor. Oyuncaklarını uzağa bırakıyorum onlara gitmek için çıldırıyor. Galiba erken emekleyecek daha şimdiden yavaş yavaş ulaşıyor oyuncaklarına. Yani yandım ben :)

He bu arada kim ne derse desin umrumda değil artık. Bizim milletin doğasında var. Daha İstanbul'a gelmeden önce eşimle markete gittik fasülyeme mama almak için. Orada ki görevli ne dedi bilin bakalım?! 'Bence mama vermeyin emzirin bunlarda kimyasal maddeler var.' Hadi canım!!! Gerçekten mi? Bende üniversite okumuş ardından yüksek lisansını yapmış, fasülyesini öğrendiğinden beri deli gibi araştıran kitap okuyan ben bilmiyordum iyi oldu öğrendiğim. Ama ben zaten şekli bozulmasın diye emzirmiyorum. Tövbe tövbe.... He bu arada görevli erkekti. Aslında ona güzel bir cevap vermek gerekirdi ama Ya Sabır deyip geçtim... O da yetmedi daha dün pazara taksiyle gittik taksici amca bana niye çıkarttın çocuğu üşütürsün dedi. Vallahi ben bazen bu millete inanmıyorum yok yok inanamıyorum!!!

Buradan belirteyim ben biraz sadistim de. Aslında bu annelerin ortak özellikleri... Bayılıyorum kuzumu aç bırakmaya hatta elimden gelse bütün gün işkence olsun diye bir lokma koymayacağım ağzına. Hele hasta olsun diye gözünün içine bakıyorum çok meraklıyım şurup vermeye başında ateşlenir mi diye beklemeye... Ağlatmak ayrı zevkim! O ağlayınca ben öyle bir zevk alıyorum ki bunu tarif bile edemem!!!! Bunları bir anne elbette düşünemez diyorsan KARIŞMA TAKSİCİ AMCA, KARIŞMA MARKETTE Kİ ÇOK BİLMİŞ GÖREVLİ, KARIŞMA BİLMEM KİM!!!!!!!!!!!

Kuzusunu en iyi annesi bilir bunu unutmamak gerekir. Vesselam...

2 Haziran 2012 Cumartesi

Uyku Eğitimi

Bu başlığı atmayı o kadar çok istiyordum ki anlatamam. Peki neden? Sallayarak uyusa ne olurdu ki? İstediği gibi uyusun neden uyku eğitimi vermek zorundayız? Hem de vermesi bu kadar zorken... Öncelikle Tracy ablama göre 4 aydan önce uyku eğitimi verilmemeli. Hele hele benim kuzum gibi kolik aşırı gazlı bir bebeğiniz varsa nasıl istiyorsa öyle uyutmak gerekiyor gerçi sancısı olduğu zaman ne yaparsak yapalım uyumuyordu. Eşimin ısrarla battaniye içinde sallayalım demesine rağmen istemedim çünkü bebekler buna alışınca bırakamıyor biliyorum ve kaç kişide şahit oldum. Ayakta salladım uzun bir süre fakat şuna dikkat ettim. Uyuduğunda sallamaya devam etmedim. Uyutmak için salladığımda çok fazla sallamadım yani yavaş yavaş salladım.

Ferber yöntemini sevmedim bence biz Türk annelerine göre bir yöntem değil. Ayrıca bebeğin anneye olan güvenini sarstığını düşünüyorum. Bu yöntem aslında ağlatma yöntemi bebeği yatağına bırakıyorsunuz ağlaya ağlaya uyuyor. Ne kadar acımasız yahuuu!!!!

Tracy'nin her dediğine çok katılmasam da kuzumun günlük rutini onun sayesinde oturdu. Birden Tracy'nin yöntemini uygulamak zordu benim için, sallamaya alışsan bir bebek için. Yöntem: Yatır/Kaldır. Bebeğiniz uykusu geldiğinde yatağına yatırıyorsunuz ağladığında hemen kucağınıza alıp sakinleştirip yatağına yatırıyorsunuz. Böylelikle bebeği sarhoş ediyorsunuz:)))) Önemli olan kucağınızda çok durmaması. Sakinleştiği anda yatağına koymanız.

Ben kendi yöntemimi uyguladım. Tabi Tracy benim baş kahramanım oldu. Öncelikle ben kuzumu kundaklıyorum çünkü ne eli ne ayağı durmuyor. Hatta uyandığında bir bakıyorum üstünde hiç bir şey kalmamış. Nasıl başarıyorsa kuzum benim:) Tracy uyku eğitiminde emziği öneriyor yardımcı olarak zira biz baştan beri emzik emiyoruz. Öncelikle ilk olarak beslenme ve uyku rutini oluşturdum. İşte rutinimiz;

07.00 kalkış (desem de oğlum çoğu zaman 06.30da uyanıyor)
07.00-07.30 beslenme
07.30-09.00 oyun
09.00-11.00 uyku
11.00-11.30 beslenme
11.30-13.00 oyun
13.00-15.00 uyku
15.00-15.30 beslenme
15.00-17.00 oyun
17.00- şekerleme:) yani en fazla 45dk. süren uyku
19.00-19.30 beslenme, banyo, ninni
20.00 yatış
23.00 uyku öğünü

Bizim maceramız bazen aksaklıklar olsa da tam olarak böyle. Bu rutini oluşturmak görüldüğü kadar kolay olmadı ama mamayla besleyen bir anne için daha çok gerekli diye düşünüyorum. Kaçta yemişti acaba diye oturup düşünmüyorum. Ağladığında en azından neden ağladığını kestirmek zor olmuyor. Acıktığından mı yoksa uykusu geldiğinden mi ağladığını biliyorum bu da beni çok rahatlattı. Tabi ben kendimi geçtim kuzum bu düzen sayesinde daha rahat uyudu daha rahat beslendi ve mutlu bir bebek. Zaten mutluydu ama gaz sancıları bir türlü yakamızı bırakmamıştı çok şükür bir aya yakın bir sorunumuz yok.

Ayakta sallanan bebekler için bir anda mucize beklememek gerekiyor. Önce kundaklayıp yüzünü kapatıp yanımda yatırdım ve pış pış pış pış bilmem kaç defa. Çok ağlamadığı sürece kucağıma almadım. Çok ağladığında kucağıma alıp pış pış pış. Bu bir hafta böyle gitti derken araya bizim tatil tadında program girdi mecburen bütün planlar suya düştü derken üstüne hastalandı kuzum. Biraz ara vermeye karar verdik. Öncelikle uyku eğitimi vermeye karar verdiğinizde;

*Hasta, huzursuz olmaması gerekiyor.
*Gazlı bir bebekse ve dört aylık olduğu halde geçmemişse unutun uyku eğitimini bebeğinizi susturun yeter:)
*Yakın zamanda her hangi bir yolculuğa çıkmamanız gerekiyor.
*Evde yabancı birinin olmaması lazım yada sizin evinizden başka bir yerde bulunmamanız lazım. Özellikle dört aydan sonra her şey dikkatlerini çekiyor ve uyumak istemiyorlar. (benim çubuk kraker oğlum özellikle akşamları gezmelerimizde çocuk varsa uyumuyordu)
*Kararlı olmanız şart! Özellikle eşinizle bunu konuşun eşlere göre gereksiz ama bunu başarınca aaa ne iyi olmuş diyorlar. Bizzat bu sabah bu iltifatı aldım!
*Uyku saatleri oturana kadar bebeğinize göre plan yapmanız gerekiyor. Dün gece yemeğe gidelim diyen eşime sırf kuzum uyuyor diye hayır dedim.

Uzun bir maratonun ardından düzenimiz çok şükür oturdu ve kuzum artık pış pış yapmadan kendi yatağında yüzünü bile örtmeden uyuyor.

UNUTMAMAK GEREKİYOR:
*Gerçekten uykusunun gelip gelmediğini iyi okumak lazım zira konuşamadıkları için sinyaller gönderiyor bıcırıklar. Benim kuzumun gözleri kapanıyor en sonunda da gözlerini kaşımaya başlıyor. Yani uykusu geldi demek. Uykusu geldiği halde yatırmadıysam ve çok geçmişse çok huysuz oluyor bu sefer hiççç uyumuyor.
*İyi bir öğle uykusu iyi bir gece uykusu demek.
*Saat 17-18 gibi şekerleme uyku yapmasına izin verin ben Tracy hanımın söylediklerine güvenerek uyguladım ve pişman olmadım.
*Uykudan önce sakin aktiviteler tercih edin ve sakin bir ortama geçin. Ona sakin sakin masal anlatın ve uyuması gerektiğini fısıldayın.
*Geç yatan çocuk geç yatmaz 1 yaşından önce. Ne kadar geç yatarsa yatsın kuzumun saati hiç şaşmadı.
*Öğlen uykuları iki saati geçmesin. Gerekiyorsa onun iyiliği için uyandırın. Bizzat uyandırdım çünkü gece uyumuyordu. Ve büyüklerimizin dediği gibi uyusun da büyüsün. Büyüme hormonları gece çalışırmış onun için bebeklerin gece uykusu çok önemli.
*Dört aydan önce uyku eğitimi önerilmiyor yani nasıl isterse öyle:)
*!!! Yatırdıktan yarım saat sonra uyanır benim kuzum sanki hiç uyumamış gibi gözleri patlak patlak. Hiç yatağından almadan iki öpücük verip yatırıyorum. O da tekrar uykuya dalıyor. Bu çok önemli. İlk zamanlar yatağından alıp uyumadı yine diyordum fakat şunu öğrendim ki biz büyükler yarım saat sonra yönümüzü değiştirip uykuya dalıyormuşuz. Bebekler bunu başaramıyormuş bizim yardımımıza ihtiyaçları varmış.

28 Mayıs 2012 Pazartesi

Ek Gıda-1

Zaman ne kadar çabuk geçiyor hayret ediyorum. Bir an önce ek gıdalara geçeyim diye beklerken bir haftadır kuzum afiyetle besleniyor. Tabi bir kaç sıkıntımız var. Öncelikle elma suyunu çok seven kuzuma doktorumuzun önerisiyle püre vermeye başladık. Önce elma suyundan başladım aslında çok tereddüt ettim acaba sebze suyundan mı başlasam diye fakat Tracy'i okuyunca ohh be dedim. Onun sayesinde kuzumun uyku ve yemek düzeni oturdu. Fakat onun dediği gibi uyutamadım ama olsun kendi kendine uyumayı öğrendi. Bunu başka bir zaman yazacağım inş.

İlk günler bir çay kaşığı ile başlayacağım derken kuzum sevince ve ağlayınca yaklaşık çay bardağının dörtte birini verdim. Dört saatte bir mama yiyen kuzuma mamasını yedikten 2 saat sonra ara öğün olarak veriyorum. Akşamları kaşık mamasına başladık. Aptamilin aldım fakat sevmedi. Arı mama aldım o da hiç veremedim hala dolapta buram buram şeker kokuyor. Bir yaşına kadar ne şeker ne de tuz vermeyi düşünmüyorum. Bizlere yararı yok kuzuma ne yararı olacak. Doktorumuz da onaylayınca içim rahat etti. Bugün de pirinç ununu suyla pişirip içine mamasında koydum onu da sevmedi. Tarif şöyle;

PİRİNÇ MAMASI:
1 çay bardağı su
2 tatlı kaşığı pirinç unu
5 ölçek mama

Önce pirinç ununu suyla pişirdim. Sonra içine 5 ölçek mamayı ekledim. İyice karıştırdım.

Bir yaşından önce inek sütü yasak olduğu için bu şekilde hazırladım. Bu hafta sebze çorbasına başlayacağız inş. Umarım sever. Hiç belli olmuyor havucu haşlayıp biraz zeytinyağı ile ezip verdim. Birinci gün çok güzel yedi fakat ertesi gün yemedi. Benim kuzumun sağı solu belli olmuyor yani. Bakalım sevecek mi sebze çorbasını. Haftaya yoğurt ver dedi doktorumuz içine meyve püresi ya da pekmez katabileceğimi söyledi. Benim mayalamam gerekiyor bakalım süt aldım deneyeceğim olmazsa yoğurt makinesi alacağız.

Özetle ek gıdaya geçişimiz;
1.hafta: İlk üç gün elma suyu sonra püreye geçtik. Havuç suyu ve püresi de verilebilir. Mevsimine göre armut, şeftali, kayısı verilebilir. Fakat muz, çilek, domates, portakal şimdilik yasak.

2.hafta: Sebze çorbası. İlk başta patates, havuç, mercimek ve irmikten oluşan çorbanın içine yavaş yavaş bir sefer bezelye, kabak, brokoli, ıspanak katılabilir. Tuz olmayacak!

3.hafta: Yoğurt. Tabi ki ev yapımı mutlaka. Deneyip eğer güzel olursa tarifini yazarım inş.

En çok kafamı kurcalayan soru ne kadar verecek olmamdı. Doktorumuz ne kadar yerse o kadar ver dedi zorlamak yok. Bir orta boy elmayı yiyiyor kuzum. Cam rendemizi aldık elmamız çok sert olmadığı için kolaylıkla rendeleniyor.
Tahmin edin bu kuzu ne yapıyor? Ben kurt var bu çocukta diyorum kimse inanmıyor:) Benim fasülyem oto koltuğunda ki talimatı okumuyor tabi ki dikkat yazsının kırmızı rengine bakıyor:)))))

22 Mayıs 2012 Salı

Kuzum 4,5 Aylık

Bu aralar biz ne yapıyoruz? Kuzumla geziyoruzzzz:) Havaların düzelmesinden faydalanarak evimize çokta yakın olmayan parka gittik. Malum annenin doğumdan kalan ve evlilikten kalan fazlalıklarını vermesi gerekiyor. Kuzum yolda giderken uyudu parka vardığımızda yine uyuyordu. Ben çay keyfi, kitap keyfi yaptım öyle uyandı. Rüzgar olması nedeniyle kucağıma almadım. İşin doğrusu çok tırstım ağlar diye ama üzmedi çok şükür annesini:)
Uyandığında tepesindeki ağacı inceledi, inceledi, inceledi bitiremedi benim kuzum.
Emziğini kendisi çıkartmayı öğrendi. Eliyle bir güzel kavrıyor sonra hop emzik çıkıyor. Bazen de niye emzik yok diye ağlıyor:)
Önce parmak emmeyle başladı şimdi ise elini ağzına götürüyor. Hatta bir ara dişleri çıkıyor diye şüphelendik ama değilmiş umarım bırakır.
Hala minicik elleri var. Ellerini hiç bırakmayacağım oğlum sen de bırakma...
Moralim bu aralar ne kadar bozuk olursa olsun kuzumun bir gülümsemesi yetiyor bana. Terapi gibi...

21 Mayıs 2012 Pazartesi

Ek Gıdaya Geçiş

     Bugün itibariyle ek gıdaya yavaş yavaş geçmiş bulunmaktayız. Aslında çok istememe rağmen cesaret edememiştim zira pek gazlı bir bebeğim var. Doktorumuz benim hevesimi görünce sakınnn çok ağlar dedi. Peki ben neden başladım? Kuzumu ağlatmak için mi? Kesinlikle hayır! Yaklaşık bir haftadır kuzumun gaz ilaçlarını kestim sadece uyurken verdiğim gece öğününde nurse harveys katıyorum mamsına o kadar. Çok şükür bitti galiba. Hala galiba diyorum çünkü inanmak çok zor.
     Pazardan aldığım sulu kırmızı elmayı bir güzel rendeledim suyunu çıkarttım. Cam rende daha almadığım için normal rende kullandım. Fakat yarın ilk işim cam rende almak olacak. 1-2 tatlı kaşığı ile başlamak gerekiyor. Ben bir çay bardağının dörtte birini(çeyrek elma) verdim. Benim çok bilmiş oğlum bitince ağladı. Yani çok sevdi. Zaten ne zamandır hazırdı kuzum. Hazır olduğunu nasıl anladım peki?

*Çay kaşığı ile yemesini bir türlü beceremeyen kuzum artık çok severek çay kaşığı ile verdiğim suyu ve bitki çaylarını severek lıkır lıkır içiyordu.
*Yutma refleksi gelişmiş olduğu ayan beyan belli oluyordu.
*Tam da bugün elimde gördüğü dondurmamı resmen bana da ver diye yalvarıyordu. :) Yediklerimizi tatmak istiyor artık benim kuzum.

     Bu daha başlangıç yarın biraz daha arttırarak vereceğim inş. bir haftanın sonunda bütün bir elmanın suyunu. Gelişmeleri buraya ayrıntılarıyla yazacağım. Umarım gaz sorunumuz kabus olup geri gelmez...

18 Mayıs 2012 Cuma

Kuzucuk Bunu Nasıl Başardı?

Bu aralar kuzuma uyku eğitimi ve bir rutin oturtmakla meşgulüm. Başarırsam eğer ayrıntılarını yazacağım inşallah. Zira dün gece beni şok etti resmen. Önce kundakladım hele öyle yarım falan değil sıkı sıkı. Yastığına koydum yarı uyanıktı yani uyumak üzereydi. Bende televizyon izlemek üzere yani biraz keyif yapayım dedim odaya geçtim. Zannederim yarım saat hatta daha fazla olabilir ses çıkmadı kuzumdan. Bende koltuğa oturmuş kendimce başardım işte deyip mutlu oluyorum ama nerdeeeee... Yukarıdaki görüntüyü görünce gülsem mi ağlasam mı bilemedim. Nasıl bu hale geldi? Gerçekten şunu çok iyi anladım benim oğlum çok hareketli :)
 Battaniyenin ucunu bulduysa sorun yok ağlamıyor odası karanlık olsa da. Bende tülbentle dolaşırmışım. Bu kadar da bana benzeme be yavrum ..
Bu arada kardeşimin nişanı için diktirdiğim kıyafetim hazır. Çok ama çok beğendim. Kuzuma da papyon yaptırdım ama daha kıyafet alamadım. Benden fırsat kalmadı ki kuzuma :)

16 Mayıs 2012 Çarşamba

Kuzum 4 Aylık...

Yavrum hızla büyürken bu aralar ben iyi mi yapıyorum kötü mü bilemiyorum ama sürekli kucağıma alıp kokluyorum. Sadece çalışacağım için bana çok alışmasından korkuyorum. Kendim için değil yavrum için...
Boncuk boncuk bakan gözleri beni mest ediyor. Dünyanın en güzel duygusu bu olsa gerek...
Minicik olan elleri kocaman oldu. Öpmeye sevmeye doyamıyorum. Bir daha dört aylık olmayacak benim kuzum bu hallerini çok özleyeceğim.
Evettt garip gelebilir ama ayak seanslarımız var. Önce çoraplar itina ile çıkarılır sonra parmakları sayılır, mis gibi koklanılır ve sonunda hiç bıkmadan öpülür öpülür bir daha öpülür.... Anneme çekinerek söylediğimde bende çok öperdim dedi ve anormal bir şey yapmadığımı o zaman anladım:)))
Altını değiştirmek için koyduğumda burada ne buluyor oğlum bir türlü çözemedim. Konuşuyor, bir şeyler anlatıyor ve mutlu oluyor:)

10 Nisan 2012 Salı

Müjde!!!!!!!!!!!!!!


     Hemen korkmayın kuzuma kardeş gelmiyor:) Teyze oluyorummmm.... Çok sevdiğim, değer verdiğim arkadaşım Makbuleceğim hamile:)))) Nasıl sevindim anlatamam. Çok samimi söylüyorum yavrumu öğrendiğim sabah nasıl sevinç çığlıkları attıysam aynı hisleri bir kez daha yaşadım. Doktora gidene kadar içim içime sığmadı. Çok şükür Rabbime arkadaşıma da bir mucize naship etti. Tek dileğim hayırlısıyla kucağına alması ve koliksiz bir bebeğe sahip olması:) He bir de kız olması için dua ediyorum. Oğlum için girdiğim tüm mağazalardaki kız reyonlarını dolaşmadan çıkmıyorum. Bir taraftan bu işte bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. Kız bebekler için çok güzel ciciler var ama:( İyi ki ilk bebeğim kız olmamış çünkü beğendiğim her şeyi alabilme kapasitesine sahip biriyim ben. Ne yapayım seviyorum alışveriş yapmasını;) Rabbim oğluşuma kardeş naship ederse eğer hayırlısını versin inş. Kuzum için de tek dua hayırlı ve sağlıklı olmasıydı. Canım arkadaşıma da Rabbim hayılısını sağlıklısını versin inş...

3 Nisan 2012 Salı

Annelik Zor Mu?

Bu soru, sabah sevgili kardeşimin bir daha çocuk düşünürmüsün? dediği andan itibaren kafamı kurcalıyor.   Zor mu peki? Gazsız, sessiz sakin etrafa bakıp uykusu geldiğinde annesinin memesinde uyuyan bir bebeğiniz varsa ohhh annelik çok kolay. Fakat gaz sancısından dolayı hiç ama hiç ara vermeden ağlayan, annesini emmeyen mama da yemeyen bir bebeğiniz varsa işiniz oturup ağlamak değil (siz benim yaptığımı yapmayın) sadece sabretmek... Günlerce internette bakmadığım site kalmadı. Bu gaz sancılarının, kolik ağlamalarının hiç bir çözümü yokkkk.... Acı ama gerçek bu! 
Evet bu aralar elimden gelen tek şey oturup ağlamak oluyor malesef. Nedir bu kolik hiç geçmeyecek mi? Tecrübeli kolik bebeği olan anneler seni anlıyoruz geçecek sadece sabret sakin olmaya çalış deseler de nafile:( Bu konuda sabretmek öyle göründüğü kadar kolay değil. Ağlamaktan sizi çıldırtan yavrunuzun bir gülümsemesi yetiyor tabi. İşte o zaman aklınıza ne kolik, ne uykusuzluk, ne günlerce evden çıkamamaktan oluşan depresyon hali hiç biri aklınızın ucundan bile geçmiyor... Bu dönemde sizin yanınızda rahat edebileceğiniz birinden yardım almanız gerçekten çok işe yarıyor. En azından yemek yiyebiliyorsunuz:) Durum bu kadar vahim mi bu kadar da olur mu diye düşünmeyin evet bu kadar vahim... Oysa hamilelik döneminde kurduğum hayaller ne kadar da güzeldi... Geçen gün eşim bak hep hayalini kurardık bebeğimizi ortamıza alıp sevmeyi dedi işte bu güzel an saniyeler içinde oğlumun çığlıklarıyla bozuldu:))) Ama ben böyle hayal etmemiştim ki... Kuzumu ana kucağına koyup yemek yapacaktım, bebek arabasına koyup gezecektim, saatlerce emzirecektim(özel yastık bile diktirmiştim), onunla oyunlar oynayıp ninniler söyleyecektim. ama nerdeeee..... Ana kucağına koyduğum zaman benimle mücadele veriyor oturmamak için oysa sancılarımız başlamadan önce orada uyuyakalıyordu kuzucuğum. Tek başıma oğluşumu alıp gittiğim yer sitenin parkı ve bize en yakın market. Daha uzaklara cesaret edemedim çünkü ağlama krizleri tutarsa benim alışık olduğum şey fakat insanların bir çocuğu susturamıyor bakışları beni korkutuyor. Zira insanlara bu çocuğun gazı varmış dediğimde küçücük çocukta bu kadar gaz mı olur diyebiliyorlar. Ben uydurmuyorum ki doktor diyor... Evime misafir almaktan bile çekinir hale geldim ya yine oğlum mama yemezse zira benim yediremediğimi düşünenler de var... Ama benim oğlum kolik işte ne yapayım öyle yada böyle bu geçecek biliyorum zaten anneyi en çok üzen etraftaki insanların ölçüp tartmadan söyledikleri yorumlar, dayatmalar vs... Sabır, sabır, sabır sadece sabır... Annelik dünyanın en güzel duygusu diyenleri bile bir ara bu işte bir yanılma var diye düşündüm. Nerede o filmlerde izlediğimiz bebek profili?! Yoksa benim oğlumda bir sorun mu var? Olsa 10 kere gittiğimiz doktorumuz anlardı heralde;) Daha bir ay geçmeden soluğu doktorumuz da alıyoruz. Kadının bir sürü hastası olmasına ve bizim ona yeni gitmemize rağmen telefonda bile tanıyor bizi. Benim tanıtmalarımda süper; hani kolikti yeşil kaka yapıyordu iştahsızdı hatırladınız mı? İşte bu benim oğlummmm!!!! Bazen severken ağlasan da seviyorum zırlasan da diyorum. Gerçekten öyle. Ağlasa da zırlasa da beni uykusuz bıraksa da seviyorum. Ona ileri de ama çokkk ileri de bir kardeş düşünür müyüm? Bütün bunları yaşayacağımı bilsem de düşünürüm çünkü bu duygu her şeye değer....
Özlüyorum; bacak bacak üstüne atıp en sevdiğim dizimi rahat rahat izlemeyi...
Özlüyorum; patlamış mısır yiyerek sinema da film izlemeyi...
Özlüyorum; acaba kalkar mı düşüncesi olmadan deliksiz uyumayı...
Özlüyorum; acaba evde ne yapıyor düşüncesi olmadan gezmeyi...
Özlüyorum; en önemlisi çalışmayı, mesleğimi, öğrencilerimi...... 
Her şeye, bütün bunlara değer mi diye soruyorsanız bin kere değer....

11 Mart 2012 Pazar

Sonunda Aramızda Kuzum Benim...

Oğlum yanımıza geleli tam 2 ay 5 gün oldu. Aslında daha önce yazmam gerekirdi fakat vakit bulamadım. Evet resmen vakit bulamadım. Bu aralar yemek yemeye bile vaktim yok diyebilirim:( Olsun yavrum yanımızda ya ağlasa da zırlasa da umrumda değil...
Gelelim en başa yani muhteşem buluşmamıza... Her şey normal olsun, şekerim çıktığında normal doğum yapamayacağım diye oturup ağlayan ben spinal sezeryan ile oğlumu kucağıma aldım. Evet öncelikle her şeyin hayırlısını istemek lazım ben en başından beri hayırlısını istedim. İyi ki sezeryan olmuşum oğlumun boynuna kordon dolanmış. Doktorumun verdiği tepki bu oldu ben de bir kez daha Rabbime şükrettim... Spinal sezeryan normal doğumdan farksız diyebilirim çünkü her şeyi duyuyorsun ve bebeğin ilk dünyaya gözünü açtığı anda onu görüp koklayabiliyorsun. Bu müthiş bir duygu anlatılmaz kelimelerle tarifi mümkün değil... İtiraf edeyim o gece korkudan gözüme uyku girmedi. Ve bir itiraf daha bıçak ağrısı çok ama çok korkunç. İlk ayağa kalktığımda hiç bu acı bitmeyecek zannettim ama her şey dedikleri gibi unutuluyormuş... Çabuk toparlandım nazlı biri olarak benden beklenmeyecek bir performans harcadım:) Çünkü çok yatmak istemedim hatta yattığım yataktan odadan nefret eder hale geldim. Hiçççç bana göre değil öyle günlerce yatmak bunu anladım.
Kuzumla ilk gece biraz zor geçti. Sütü gelmedi doğal olarak emmeye çalıştı, gelmeyince sinirlendi, doymadı doymayınca ağladı bütün gece. Ben ise tam bir zombi gibiydim.. Hiç uyumadan bir gün geçireceksin deselerdi inanmazdım. Ama anne olmak böyle bir şey olsa gerek. Malesef oğlum emmeyi bir türlü başaramayınca sağıp vermek zorunda kaldık ve sarılık riski olduğundan mamaya başladık. İlk anneliğin verdiği tecrübesizlikle kaşık yerine biberonla verdim. Sorun olmayacağını düşündüm doktorda onaylayınca... Fakat öyle olmadı oğlum biberona alıştı. Bu mesele çok kafa karıştırıcı. Çünkü güzelce emen yavrum birden bir gün içerisinde emmeyi bıraktı. Biberona alışsaydı hiç emmezdi diye düşünüyorum. Şuana kadar hep sağıp veriyorum bakalım daha ne kadar devam edebileceğiz... Benim en büyük hayalim yavrumu doya doya emzirmekti. Bu duyguyu çok kısa bir zamanda tadabilsemde doyamadım ama hala umudum var. Belki oğlumun kolik krizleri geçerse tekrar emebilir diye umut ediyorum!...
Gelelim yavrumla geçirdiğimiz ilk zamanlarımıza... Öncelikle lohusa sendromu diye bir şey yoktur diye iddia eden ben bu sendromlara ağlama krizleriyle tutuldum... En ufak şeylere kırılır, ağlar oldum. Gerçekten benim için zor bir süreçti pek çaktırmamaya çalışsam da zor atlattım. Çıkarılan ders: Kesinlikle etrafınızdaki insanların o dönemde söylediklerine kulak asmayın. Sizin iyiliğiniz için bir şeyler söyleseler de bu sizin için katlanılması zor bir durum olabiliyor. Etraftaki insanları suçu var mı? Bu soruyu kendime çok sordum. Tamam ben, ben değildim fakat bana göre gerek bebek görmeye gelenler gerekse annenin yakınları akrabaları mutlaka lohusalı bir anneye daha sabırlı davranmaları gerekir. Ayrıca her gelen bir akıl verir ama kimse şunu anlamıyor ki her bebek bir değil. Bunu kolik için denediğim yöntemlerden anladım. Bunu da bir ara (inş.o ara uzun olmayacak) yazacağım. İlk bir ay zor bir süreçti... Uykusuzluk, yorgunluk, bebeğe alışmadan çok anlama derken biraz zor geçiyor. Ama çok şükür bu da her zor süreç gibi geçiyor... Bu süreci kolay atlatmak için yeni annelere bir kaç tavsiyem olacak.
@Gece mutlaka yanınızda atıştırmalık bir şeyler bulunsun. Çünkü uzun süre aç kalmak sinirleri daha çok zayıflatır.
@Her şeyden önemlisi sizin rahat olmanız eğer siz rahat olmazsanız bebeğinizde rahat olmaz, huzursuz olur. Sizi rahatlatacak bir kitap olabilir başınızda bulunsun.
@Bebeğim gece emmeye kalkınca sıkılmamak için ve uykumun gelmemesi için çok kısık sesle televizyon açmak bana iyi gelmişti. Özellikle bebeği memede uzun süre kalan ve tam uyudu deyip yatağa koyduğunuzda gözlerini fal taşı gibi açan bebeğiniz varsa çok iyi geliyor.
@Enerjiniz için mutlaka bebeğiniz uyuduğu zaman sizde uyuyun. Ben bunu yapamadım ilk zamanlar gelen giden çok olduğu için. Ama anlayışlı misafirler sağ olsunlar dinlenmem için ısrar edince bende fırsatı değerlendiriyordum. Annemin yanında doğum yaptığım için bu konuda çok şanslıydım.
@Ağlayınnnn!!!!! Vallahi herkesin rahatlama yöntemi farklıdır ben oturup ağlayınca rahatladığım için ağladım bir güzel:) Tabi çabuk toparlanmak lazım çünkü üzüntü, stres sütün gitmesine sebep oluyor.
@Kaçamaklar yapınnn!!! Çok bunaldığım zamanlar bebeğinizi bakacak birilerine bırakıp hava almak iyi geliyor. Benim doğumum yaza denk gelseydi mutlaka oğluşumla çıkardım ama malesef havalar çok soğuktu.
@Abdest alınnnn!!! En çok rahatlatan yöntemlerden biri de kriz geldiği andan kalkıp abdest almak beni çok ama çok rahatlattı. Özellikle akşam saatlerinde içime tarifsiz bir sıkıntı giriyordu. Abdest alıp cevşen okumak çok iyi geldi.
Şimdilik aklıma gelenler bunlar... Tabi annelik öyle oturup sayfalarca kitap okumakla olmuyor. En öğretici yöntem: TECRÜBE... Ve dünyada en güzel duygu: ANNELİK... Rabbim kimsenin kucağını boş bırakmasın. Zira bu duygu tarif edilmeyecek kadar kıymetli ve özel. Ne kadar acı çeksem de (dikişlerimden dolayı) yavrumun kokusunu içime çekince her şeyi unutuyordum. Rahatlamak için dışarı çıktığım anlarda hep aklım evde kalıyordu. Ondan ayrı bir kaç saat bile dayanılmaz oluyordu. Rabbim eksikliğini yaşatmasın. Benim minik yavrum hayırlısıyla büyüsün inş...

4 Ocak 2012 Çarşamba

Son 1 Gün....

Korku, heyecan, mutluluk, tedirginlik hepsi bir birine karıştı... Her şey normal giderken oğlum yerini çok sevmiş olsa gerek pek gelmeye niyeti yokmuş:) Rabbimin izniyle cuma günü 12'de yavrum yanımızda olacak. Babamız da yarın gelecek inş. Yanımızda olacağından dolayı çok ama çok mutluyum. Her şeyin hayırlısını istedik demek ki hayırlısı böyleymiş...
Dün gece heyecandan mı bilemiyorum ama uyuyamadım kaç kez kalktım ve her kalkmamda uykuya zor daldım. Zorlukların yanında oğlumu sabırsızlıkla beklesemde attığı tekmeleri çok özleyeceğim...
En son kontrolümüze ananemiz ve tuğba teyzemizle birlikte gittik. Tuğba teyzemizin maşallah kulaklarını gördü:))) Bu aralar en çok merak ettiğimiz şey oğlumun neye benzeyeceği... Dayısı alimden zalim olur abla bana benzeyecek diyor ama en önemlisi hayırlı bir evlat olması...
Aslında hamilelikle ilgili en'ler oluşturup yazacaktım ama sabrım yok malesef. İnşallah kendime geldiğimde yazmaya devam edeceğim. Zira yavrumun teyzeleri hep çok uzaklarda. Biri şimdilik Bosna'da, çoğu Azerbaycan'da, Amerika'da, Kuzey Irak'ta...
Duygu teyzemizi aradık kontrolden çıkınca... Ben galiba hiç konuşamam telefonda:( Yanımızda olamayacağı için çok üzgün hatta ağladı. Yanımda kimse olmasaydı bende oturup ağlardım. Hem çok özledim hem de en mutlu olduğum zamanlarda yanımda olmasını çok isterdim... Neyse ki çok değil 20 gün sonra yanımızda olacak. Yanımda olmasını istediğim o kadar çok kişi var ki... Hangi birini sayayım bilmiyorum.
Rabbim benim ve yavrumun yardımcısı olsun... Dualarınızı eksik etmeyin...